OBEZİTE NEDİR?

Obezite, aşırı miktarda vücut yağına sahip olmakla ilişkili bir rahatsızlıktır. Dünya çapında bir sağlık sorunu olan obezite, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Obezite, genetik ve çevresel faktörlerden kaynaklanır ve tek başına diyetle kontrol edilmesi zor olabilir. Obezite bir sağlık kuruluşu ve alanında uzman bir doktor tarafından teşhis edilir ve vücut kitle indeksi (BMI) 30 veya daha yüksek olarak sınıflandırılır. Prof. Dr. Mehmet Mihmanlı uzun yıllardır obezite hastalığını tedavi etmekte ve hastalarına yüksek derecede mutluluk sağlamaktadır. Siz de obezite tedavisi için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu oluşan kilo fazlalığıdır. Özellikle aşırı şişmanlıkta hayat kalitesi azalmakta, bazı hastalıklara meyil artmakta ve hatta hayat kısalmaktadır. Günlük yaşamda alınan enerji ile tüketilen enerjinin dengeli olması gerekir. Normal büyüme, gelişme ve hayatın devamı için bu denge şarttır. Tüketilenden daha az enerji alınması zayıflığa ve beslenme bozukluklarına yol açar. Tüketilen enerjiden daha fazla enerji alımı ise alınan enerjinin yağ şeklinde depolanmasına ve şişmanlığa yol açar. Enerji açlığı gibi şişmanlık da bazı hastalıklara yol açar ve son zamanlarda aşırı şişmanlık kendisi de bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite, metabolik sendromun ( tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, bel çevresinin büyümesi, karaciğer yağlanması) yanı sıra nefes darlığı, uyku apnesi, safrakesesi taşı oluşumu gibi hastalıklara da yol açmaktadır. Bel çevresinin kadınlarda 88 cm, erkeklerde ise 102 cm’den fazla olması yağların karın içinde depolandığını göstermektedi. Bel çevresi kadınlarda 80 cm’nin, erkeklerde ise 94 cm’nin altında olmalıdır.

OBEZİTENİN NEDENLERİ NELERDİR?

Obezitenin yaygın spesifik nedenleri şunlardır:
-Vücudunuzun yiyecekleri nasıl enerjiye dönüştürdüğünü ve yağın nasıl depolandığını etkileyebilecek genetik
-Daha az kas kütlesine ve daha yavaş bir metabolizma hızına yol açabilen, kilo almayı kolaylaştıran yaşlanma
-Yeterince uyumamak, acıkmanıza ve bazı yüksek kalorili yiyecekleri canınızın çekmesine neden olan hormonal değişikliklere yol açabilir.
-Hamilelik sırasında alınan kiloların verilmesi zor olabileceğinden ve sonunda obeziteye yol açabileceğinden hamilelik

OBEZİTE NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Obeziteyi teşhis etmek, basitçe bir ölçeğe adım atmaktan çok daha fazlasını ifade eder. Aslında, bir kişinin kilo durumunun kapsamlı bir değerlendirmesi, birçok faktörün dikkate alınmasını ve vücut kitle indeksi (BMI), bel çevresi ölçümü, fizik muayene ve laboratuvar testleri dahil olmak üzere çeşitli araçların ve teşhis testlerinin kullanılmasını içeren karmaşık bir prosedürdür. Karmaşık olmasına rağmen Prof. Dr. Mehmet Mihmanlı en son teknolojilerle en iyi çözümleri sunar.

DİYET VE EGZERSİZ

Şişmanlık, tedavisi çok kolay gibi gözükmekle beraber uygulamanın zor olduğu bir durumdur. Tedavinin özü az enerji almak ve bol enerji harcamaktır. Bir başka deyişle bol hareket ve az enerji alımı. Birinci basamak diyet uygulamaları olmalıdır. Diyet uygulamaları sırasında tek bir çeşit gıda almak, yada öğünlerin hiç yağ içermemesi v.s. gibi yöntemler zararlıdır. Yapılması gereken her türlü besin, vitamin ve elementleri dengeli biçimde az miktarda almaktır. Diyet sırasında su ihtiyacı düzenli giderilmelidir. Diyet uygulamaları, kurallara bağlı bir diyetisyen eşliğinde yürütülmelidir.

Egzersiz şüphesiz tüm insanların ciddi olarak uygulaması gereken bir eylemdir. Egzersiz ile hem kalori yakılmakta, hem de kişinin performansı artmaktadır. Hızlı yürüme şişmanlara önerilebilecek en uygun egzersiz biçimidir. İkinci sırada ise bisiklete binme ve yüzme gelmektedir. Günaşırı bir saat hızlı yürüyüş yapmakla egzersizden elde edilecek faydalar sağlanmış olur. Egzersiz yapan kişi psikolojik olarak rahatlamakta ve diyet uyumu da kolaylaşmaktadır. Egzersizin önemli bir yararı da kalp-damar hastalığı riskini azaltmasıdır.

OBEZİTE HANGİ HASTALIKLARA YOL AÇABİLİR?

Obezite basit kilo alımından daha fazlasına yol açabilir. Bu yüzden kilo alırken sağlığa çok dikkat etmek gerekir. Obezitenin yol açtığı bazı hastalıklar şunlardır:

  • Tip 2 diyabet
  • Kalp hastalıkları
  • Yüksek kan basıncı
  • Çok nadir olsa da bazı kanserler (Meme ve kolon)
  • Felç
  • Safra kesesi rahatsızlığı
  • Karaciğer yağlanması rahatsızlığı
  • Yüksek kolesterol
  • Uyku apnesi ve diğer solunum problemleri
  • Artrit
  • Kısırlık

SLEEVE GASTREKTOMİ ( TÜP MİDE)

Sleeve Gastrektomi diğer adıyla tüp mide ameliyatı:

Obezite cerrahisi olarak tüm dünyada en sık uygulanan ameliyat biçimidir. Tüp mide ameliyatında aşağıdaki videoda da izleneceği gibi midenin uzunlamasına bir tüp haline getirilmesi hedeflenmektedir.

 

Vücut kitle indeksi 40 ve daha büyük olan, indeksi 35 olup ek olarak diyabet, hipertansiyon, uyku apne sendromu ve diz eklem problemleri gibi yandaş hastalığı olanlarda tüp mide ameliyatı etkili sonuç vermektedir.

Tip 2 Diyabet ( erişkin şeker hastalığı) olanlarda bile tüp mide ameliyatı gastrik bypass kadar etkilidir. Bunu bizim yaptığımız ve uluslararası dergilerde sonuçlarını yayınladığımız çalışmamızla kanıtladık.

Tüp mide ameliyatında Cerrahi güvenlik prensipleri tam olarak uygulanmak zorundadır. Aksi takdirde ameliyata bağlı komplikasyonlar gelişebilir. Hastalar ameliyat öncesi tüm kan ve idrar tahlilleri yapılarak Genel ve obezite cerrahisi uzmanı, dahiliye uzmanı, psikiyatri uzmanı , kardiyoloji uzmanı ve anesteziyoloji uzmanı tarafından eksiksiz değerlendirilmelidir. Hastalara gereğinde Batın ultrasonografisi ve mide endoskopisi ( gastroskopi) yapılmalıdır. Hastaya ameliyat olabilir raporu alındıktan sonra ameliyata alınmalıdır.</br>

Tüp mide ameliyatı genel anestezi altında Laparoskopik yöntemle yapılmakta ve ortalama 45 dakika sürmektedir.

 

Hastaya genel anestezi verildikten sonra göbek sol tarafından bir küçük kesi ile karına (C02) hava vererek şişiriyoruz. Buradan bir video-kamera göndererek ekranda başta karaciğer olmak üzere tüm karın içi organları kontrol ediyoruz.

 

Bulgular normal olarak değerlendirildiğinde üç veya dört başka minik kesiler ile çalışma aletleri karın içine göndererek görüntü altında mideyi etraf dokulardan serbestleştiriyoruz. Daha sonra ağızdan bir tüp göndererek midede kontrol ediyor ve bu tüpün rehberliğinde kesme işlemine başlıyoruz.

 

Stapler denilen otomatik dikiş (zımba) sistemi kullanılarak kesme ve dikme işlemi aynı anda yapılmaktadır. Yukardaki resimde görüldüğü şekilde kalan mide tüp şeklinde olmakta ve geri kalan mide dışarı alınmaktadır. Bu nedenle ameliyatın geri dönüşümü yoktur( irreversibledir). Son olarak karında bırakılan tüp şeklindeki midenin stapler yani zımba hatları dikişle veya klipslerle destekleyerek kanama ve kaçak olasılığına karşı ek tedbir alıyoruz.  

 

Hastalarda kullanılacak bütün tıbbi malzemeler sadece o hastaya özel olarak açılmalı ve başka hastaya kullanılmamalıdır. Keza başka hastaya kullanılmış malzemeler de ameliyat edilecek hastaya kullanılmamalıdır. Biz bu malzemelere disposible ( kullan ve at) malzemeler diyoruz ve Sağlık bakanlığımız da bunu şart koşmaktadır. Aksi takdirde daha önce kullanılmış malzeme kullanılması durumunda kanama, kaçak ve enfeksiyon olasılığı riski artmaktadır.

 

Ameliyat sonrası dönemde hastalar, ameliyatı yapan cerrahi uzmanı tarafından yakından takip edilmeli ve Cerrahi ekipte bir diyetisyen bulunmalıdır.

 

Tüp mide ameliyatı geçiren hastalarımızın beslenme süreçleri aşağıda diyetisyenimiz tarafından ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

GASTRİK BYPASS

Gastrik bypass hem gıda alımını kısıtlayıcı ( restriktif) hem de emilimi bozucu bir ameliyattır. 20 yıl öncesine kadar obezite ve metabolik cerrahide en sık yapılan ameliyattı. ancak son yıllarda tüm dünyada tüp mide (Sleeve Gastrektomi ) ameliyatı daha çok yapılır olmuştur.

Gastrik bypass ameliyatında da tüp mide ameliyatında olduğu gibi cerrahi güvenlik prensipleri tam olarak uygulanmak zorundadır. Aksi takdirde ameliyata bağlı komplikasyonlar gelişebilir. Ameliyat öncesi tüm kan ve idrar tahlilleri ,batın ultrasonografisi, Endoskopi (gastroskopi) yapılarak genel cerrahi ve obezite cerrahisi uzmanı,  dahiliye uzmanı, psikiyatri uzmanı , kardiyoloji uzmanı ve anesteziyoloji uzmanı tarafından eksiksiz değerlendirilmelidir.

Gastrik bypass genel anestezi altında Laparoskopik yöntemle yapılmakta ve ortalama 1.5-2 saat  sürmektedir.

Hastaya genel anestezi verildikten sonra göbek sol tarafından bir küçük kesi ile karına (C02) hava vererek şişiriyoruz. Buradan bir video-kamera göndererek ekranda başta karaciğer olmak üzere tüm karın içi organları kontrol ediyoruz. Bulgular normal olarak değerlendirildiğinde üç veya dört başka minik kesiler ile çalışma aletleri karın içine göndererek görüntü altında ameliyata başlıyoruz. Mideyi küçük 25-30 ml hacminde olacak şekilde stapler ile keserek ve dikerek ayırıyoruz. Midenin diğer büyük kısmı yerinde bırakılmaktadır. Daha sonra hastanın tüm ince barsakları ölçülerek hastanın ihtiyacına göre ince barsakların son ucundan itibaren 2.5-3 metrelik kısımdan barsağı kesiyoruz. Alt ucu oluşturduğumuz küçük mide poşa dikiyoruz.  Bardağın diğer ucunu da diğer bardağın yan tarafına dikiyoruz. Böylece alınan gıdalar mide ve bardağın üst kısımlarını atlayarak daha aşağılarda sindirime katılmaktadır. Mide hacmi de küçük olduğundan hastalar az yiyerek doymaktadır. Böylece kilo vermekte ve aşırı kilolara bağlı metabolik hastalıklar da düzelmektedir.

Hastalarda kullanılacak bütün tıbbi malzemeler sadece o hastaya özel olarak açılmalı ve başka hastaya kullanılmamalıdır. Keza başka hastaya kullanılmış malzemeler de ameliyat edilecek hastaya kullanılmamalıdır. Biz bu malzemelere disposible (kullan ve at) malzemeler diyoruz ve Sağlık bakanlığımız da bunu şart koşmaktadır. Aksi takdirde daha önce kullanılmış malzeme kullanılması durumunda kanama, kaçak ve enfeksiyon olasılığı riski artmaktadır.

Ameliyat sonrası dönemde hastalar, ameliyatı yapan cerrahi uzmanı tarafından yakından takip edilmeli ve Cerrahi ekipte bir diyetisyen bulunmalıdır.

Ameliyatı geçiren hastalarımız diyetisyenimiz tarafından yakından takip edilmektedir. Ayrıca beslenme süreçleri yan tarafta diyetisyenimiz tarafından ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

TRANSİT BİPARTİSYON

İlk defa Breziyalı cerrah profesör Santoro tarafından yapıldı ve sonuçları uluslarası bir dergide yayınlandı. Ben bu ameliyatı sadece şeker hastalarında yani tip 2 diyabette uygulamaktayım. Yalnızca şişmanlık için yapmıyorum.

Transit Bipartisyon ameliyatında tıbbi ve cerrahi güvenlik prensipleri tam olarak uygulanmak zorundadır. Aksi takdirde ameliyata bağlı komplikasyonlar gelişebilir. Hastalar malabsorbsiyon sendromuna yakalanabilir.  Ameliyat öncesi tüm kan ve idrar tahlilleri, batın ultrasonografisi, endoskopi (gastroskopi) yapılarak genel cerrahi ve obezite cerrahisi uzmanı,  dahiliye uzmanı, psikiyatri uzmanı , kardiyoloji uzmanı ve anesteziyoloji uzmanı tarafından eksiksiz değerlendirilmelidir. Bu hastalarda yeterince insülin varlığı şarttır.

Gastrik bypass genel anestezi altında Laparoskopik yöntemle yapılmakta ve ortalama 1.5-2 saat  sürmektedir.

 

Hastaya genel anestezi verildikten sonra göbek sol tarafından bir küçük kesi ile karına (C02) hava vererek şişiriyoruz. Buradan bir video-kamera göndererek ekranda başta karaciğer olmak üzere tüm karın içi organları kontrol ediyoruz. Bulgular normal olarak değerlendirildiğinde üç veya dört başka minik kesiler ile çalışma aletleri karın içine göndererek görüntü altında ameliyata başlıyoruz. Mideyi küçük 25-30 ml hacminde olacak şekilde stapler ile keserek ve dikerek ayırıyoruz. Midenin diğer büyük kısmı yerinde bırakılmaktadır. Daha sonra hastanın tüm ince barsakları ölçülerek hastanın ihtiyacına göre ince barsakların son ucundan itibaren 2.5-3 metrelik kısımdan barsağı kesiyoruz. Alt ucu oluşturduğumuz küçük mide poşa dikiyoruz.  Bardağın diğer ucunu da diğer bardağın yan tarafına dikiyoruz. Böylece alınan gıdalar mide ve bardağın üst kısımlarını atlayarak daha aşağılarda sindirime katılmaktadır. Mide hacmi de küçük olduğundan hastalar az yiyerek doymaktadır. Böylece kilo vermekte ve aşırı kilolara bağlı metabolik hastalıklar da düzelmektedir.

Transit bipartisyon  ameliyatı genel anestezi altında Laparoskopik yöntemle yapılmakta ve ortalama 2-2.5 saat  sürmektedir.

 

Hastaya genel anestezi verildikten sonra göbek sol tarafından bir küçük kesi ile karına (C02) hava vererek şişiriyoruz. Buradan bir video-kamera göndererek ekranda başta karaciğer olmak üzere tüm karın içi organları kontrol ediyoruz. Bulgular normal olarak değerlendirildiğinde üç veya dört başka minik kesiler ile çalışma aletleri karın içine göndererek görüntü altında ameliyata başlıyorum. Transit bipartisyonda normalden çok az geniş tüp mide ameliyatı yapıyorum. Daha sonra hastanın ince barsakları sayılarak ince barsağın son ucunda 1.5 metrede barsak stapler ( aynı anda hem kesip hem de diken) ile kesilir. Alt uç tüp haline getirilmiş midenin alt kısmına dikilir.  Üst uç ise bu barsağın yanına dikilir. Ortak kanal yaklaşık 100-120 cm olmakta ve emilim iyice bozulmaktadır. Böylece hastaların hormonal dengesi diyabeti düzeltecek şekilde reorganize olmaktadır.

 

Hastalarda kullanılacak bütün tıbbi malzemeler sadece o hastaya özel olarak açılmalı ve başka hastaya kullanılmamalıdır. Keza başka hastaya kullanılmış malzemeler de ameliyat edilecek hastaya kullanılmamalıdır. Biz bu malzemelere disposable (kullan ve at) malzemeler diyoruz ve Sağlık bakanlığımız da bunu şart koşmaktadır. Aksi takdirde daha önce kullanılmış malzeme kullanılması durumunda kanama, kaçak ve enfeksiyon olasılığı riski artmaktadır.

 

Ameliyat sonrası dönemde hastalar, ameliyatı yapan cerrahi uzmanı tarafından yakından takip edilmeli ve Cerrahi ekipte bir diyetisyen bulunmalıdır. Bipartisyon yapılan hastalarda vitamin, mineral desteği daha yakından yapılmalı ve hastalar daha sık takip edilmelidir.

 

Ameliyatı geçiren hastalarımız diyetisyenimiz tarafından yakından takip edilmektedir. Ayrıca beslenme süreçleri aşağıda diyetisyenimiz tarafından ayrıntılı olarak anlatılmıştır.