SAFRA KESESİ HASTALIKLARI
SAFRA KESESİNİN YAPISI VE GÖREVİ Safra kesesi karnın sağ üst tarafında, karaciğerin altında 8-9 cm uzunluğunda bir kese şeklinde bir organdır. İçinde normalde 50 ml konsantre edilmiş safra içerir. Safra kesesi, bir kanalla safra yollarına açılır ve oradan da safrayı barsağa ulaştırır. Esas görevi, kullanılmayan safrayı konsantre ederek gereğinde kullanılmak üzere depolamaktır. Safra kesesinin açıldığı safra kanalı da 8-10 cm uzunluğundadır tek görevi karaciğerde üretilen safrayı bağırsağa geçirmektir.
SAFRA KESESİ TAŞ HASTALIĞI ( KOLELİTYAZİS)
Safra kesesi taşı hastalığı sindirim sisteminin en sık görülen hastalığıdır. Safra kesesinde taş oluşmasını arttıran bazı faktörler şunlardır; Yaş ( >40) Kadın olmak ( erkeklere göre 3-5 kat sık görülmektedir) Obezite Gebelik Obezite cerrahisi geçirmek Bazı kan hastalıkları (Orak hücreli anemi, Akdeniz anemisi, Talasemi, Sferositoz v.s. ) Çoğu hasta safra kesesinde taş olduğunun farkına varmaz çünkü şikayetlere genellikle yol açmamaktadır ( asemptomatik). Bazı hastalarda ise bazı yakınmalar oluşturur. Şikayete yol açanlarda ise, Karın ağrısı ; özellikle minik taşların safra kesesi ağzını tıkaması ve safra kesesinin kasılarak bu taşı aşağı atmaya çalışması sonucunda oluşan şiddetli ağrıdır. Kolik tarzında dediğimiz bu ağrı, hafif hafif başlar girdikçe şiddetlenir ve bir müddet şiddetlendikten sonra gevşer ve ağrı azalır. 5-10 dakika sonra bu süreç tekrar yaşanır. Safra kesesi ağzını tıkayan taş ya geri safra kesesine döner ve ağrı kaybolur veya safra yoluna düşer. Safra yoluna düşmesi istemediğimiz bir durumdur çünkü sarılık yapabilir veya pankreatit gibi daha ciddi komplikasyonlara yol açar. Yemeklerden sonra hazımsızlık, şişkinlik ve gaz sıkışması hissi gibi yakınmalar çok sık görülmektedir ve hastalar bu yakınmaları daha çok mide rahatsızlığı olarak yorumlamaktadırlar. Bunun sebebi, safra kesesinde taş oluşması ile safranın yapısı bozulmuştur ve özellikle yağlı gıdaların sindirimi bozulmuştur.
SAFRA KESESİ TAŞ HASTALIĞI ( KOLELİTYAZİS)
SAFRA KESESİ TAŞLARI AMELİYAT EDİLMEZSE NE OLUR? (KOMPLİKASYONLARI)
Kronik Kolesistit; Safra kesesi içinde oluşan taşların böyle zaman zaman yakınmalarla ve soğumalarla devam etmesi ve zamanla safra kesesinin duvar yapısının bozulması ve taşların çoğalıp irirleşmesi ile devam eden süreğen bir durumdur. Hastalar zaman zaman ağrı zaman zaman yemek yerken üstte bahsettiğim yakınmalarla başvururlar ve bir ultrasonografi ile kolayca teşhis edilir. Akut Kolesistit : Safra kesesi taşı saptanan hasta kolesitekjtomi yapılarak tedavi edilmediği zaman safra kesesi içinde ki taşlar zaman zaman yerinden oynayarak yakınmaların tekrarlanmasına yol açar bazen de taşlar safra kesesi ağzını tıkayarak akut Kolesistit oluşmasına yol açarlar. Akü Kolesistit oluştuğunda, şiddetli ve devamlı karın ağrısı,, yüksek ateş ( > 38 derece) kan lökosit değerlerinde artma ( >12.000) cep de artma (>5) hastada ileri derecede halsizlik ve iştahsızlık ile seyreden acil bir durumdur. Hasta derhal etkin bir tedavi ile enfeksiyon kontrol altına alınmalı ve kolesistektomi ameliyatı uygun olan en erken zamanda yapılmalıdır. Aksi takdirde safra kesesi Perfore olabilir (patlayabilir) veya nekroza gidebilir olay daha da komplike hale gelecektir. Akut Kolesistit bazı yaşlı ve kalp hastalarında taş olmadan da oluşabilir. (Akalkülöz Kolesistit) Safra kesesi perforasyonu ( delinmesi) : Akut Kolesistit tedavi edilmez ise veya etkin tedavi uygulanmaz ise safra kesesi gerilmeye ve duvarı incelmeye devam eder ve bir müddet sonra delinerek bütün safra karın boşluğuna yayılabilir. Ölümcül bu komplikasyon saptanırsa, hasta derhal acil olarak ameliyata alınarak ve etkin tedavinin yapılması ile hayatı kurtarılır. Sarılık Safra kesesindeki minik taşların veya çamurun safra kanallarına düşmesi ile kanalda taş birikir ve zamanla da irileşerek kanalı tıkar. Bu durumda hastada sarılık meydana gelir (mekanik ikter). Bu durumda da sarılığın karaciğeri bozmamak için endoskopik olarak ağızdan girilirek ve kanalın bağırsağa açıldığı ağız bulunarak buradan taşlar temizlenir. Bu işleme endoskopik retrograd pankreatiko kolanjiografi ( ERCP) adı verilmektedir ve gerçekten mucize bir işlemdir. Bazı hastalarda , hem safra kesesinde hem de safra kanalında eş zamanlı olarak taş bulunmaktadır. Bu hastalarda önce safra kanalındaki taşları ERCP ile temizliyoruz sonra da Laparoskopik kolesistektomi yaparak hastayı sağlığına kavuşturuyoruz. Bilier pankreatit : Safra kesesi taşı küçüklüğüne bağlı olarak kanalın alt ucunda pankreas kanalını da tıkar ve böylece pankreatit meydana gelir. Safra taşı nedeniyle oluşan pankreatite biz bilier pankreatit demekteyiz. Ciddi bir komplikasyon olup hastalar derhal hastaneye yatırılarak etkin tedaviye başlanmalıdır. Bu hastalarda şiddetli karın ağrısı ve kanda amilaz yüksekliği saptanır. Hastaların solunum sayısı, Nabız, karaciğer testleri, ve diğer kan tetkikleri yapılır ve hastada ki risk analiz edilir. Bu hastalarımızı hastaneye yatırarak sindirim sistemini istirahata sevkediyoruz ve iyileştiklerinin hemen ertesinde de Laparoskopik kolesitekjtomi yaparak olayı bertaraf ediyoruz. Böylece tekrarlaması da engellenmiş olmaktadır.
SAFRA KESESİ POLİPLERİ
Safra kesesi polipleri nadiren görülürler ancak çok düşük oranda olsa da kanser ile karışması nedeniyle iyi anlaşılması gereken bir durumdur.
Safra kesesi polipleri teşhisi genellikle tesadüfen bir ultrasonografi taraması sırasında konulmaktadır. Bu durumda doktorlarda ve hastalarda kafa karışıklığı olmakta, ne yapılması gerektiği konusunda tereddütler yaşanmaktadır.
Ben burada yalın ifadelerle olaya açıklık getireceğim.
Safra kesesi polipleri 3 çeşit olabilmektedir.
A) İnflamatuvar polipler ; hastaların % 5’i bu gruptadır. Safra kesesindeki iltihabi süreçlere reaksiyon olarak gelişirler. Kronik Kolesistit ile birliktedir. Genellikle 10 mm de küçüktürler. İnflamatuvar polipler de kanserleşmezler
B) Adenomatöz polipler ( safra kesesi adenomları). hastaların en fala % 5’i de bu gruptadır. Bunlar genellikle saplı polip gibidirler. 5- 20 mm ye kadar çapa ulaşabilirler ve genellikle tektir. Soliter solid adenomlar. Bu poliplerde polip kanser sekansı işleyebilir.
C) Kolesterol polipleri; % 90 bu tip polipler görülmektedir. Multipl olurlar. Yani çok sayıdadırlar. Çapları 2 mm – 15 mm arasında değişik çapta olabilir. Çapları büyüdükçe kafa karışıklığına yol açsa da kanserleşmezler.
Safra kesesinde görülen bir polibin malignite ( kanserleşme) riskleri
Tek polip olması
Polip çapının 1,5 cm den büyük olması
Polibin sapsız olması ( sessil) durumunda çap 6 mm olsa bile risklidir.
Hastanın yaşının 50 den büyük olması
Polip ve Yanısıra taş varlığı
Diabet varlığı
Hastada şikayetler olması
Polipler nasıl takip edilmelidir.
Hastalarda yemeklerden sonra hazımsızlık, ağrı, vs semptom veren hastalarda veya yanısıra safra kesesinde taş olan hastalarda laparoskopik kolesistektomi önerilir. Aksi takdirde takip protokolleri uygulanır.
Amerika birleşik Devletlerinde bir polip saptandığında yukardaki riskler yoksa hasta takibe alınmaktadır. Özellikle multiple kolesterol poliplerinde endişe azalmaktadır.
6 ay sonra bir ultrasonografi yapılmakta, polip çapında artma var ise ameliyat edilmektedir. Çapı artmıyorsa bir yıl sonra tekrar ultrasonografi yapılmaktadır. Bu son ultrasonografisinde de çap aynı kalmışsa takip bırakılmaktadır. Hasta tamamen risksiz kabul edilmektedir.
Biz ne yapıyoruz.
Tek, sesil ( sapsız), yanında taş olan hastalarımızda polip çapı 1 cm ve daha büyükse ameliyat etmekteyiz. Ameliyat laparoskopik kolesistektomidir.
Polip çapı 1 cm den küçük ve büyümüyorsa veya multiple kolesterol polipleri varsa hastada safra kesesi şikayetlerine yol açıyorsa ameliyat ediyoruz. Hiç şikayeti olmayan hastaları ise takibe alıyoruz. Önce ilk 6 ay sonra da yıllık ultrasonografi yaparak takip ediyoruz.